29 EYLÜL 2020, Malta
Moria kampının alevler içinde kaldığı görüntüler hafızalarda hâlâ canlıyken Avrupa Komisyonu’nun yeni Göç ve İltica Paktı için daha uygun bir zaman olamazdı.
Brüksel şimdi daha fazla kontrol, göçmenlerin ülkelerine daha fazla iade edilmesini öneriyor. Ayrıca mülteci kotalarını kaldırmak istiyor.
Avrupa Parlamentosu (AP) üyeleri şimdi yeni göç anlaşmasını inceleyecek ve sorumlu kişilerden biri de mültecilerin gelişi ve kabulünde ön cephedeki ülkelerden biri olan Malta’dan sosyalist üye Miriam Dalli olacak.
Ana Lazaro, euronews: Komisyon’un teklifine ilişkin bir bütün olarak izleniminiz nedir?
AP üyesi Miriam Dalli: “Size karşı çok dürüst olmalıyım. İhtiyatlıyım çünkü Komisyon’dan duyduğumuz şeylerin gerçekten mevzuata geçirilip sonra gerçekten uygulandığından nasıl emin olacağımızı görmek istiyorum. Giriş metninizde Avrupa Parlamentosu üyelerinin bu paketin ayrıntılarını inceleyeceğini söylediniz. Çok haklısınız. Çünkü şeytan ayrıntıda gizlidir derler ve fark yaratacak olan detaylar.”
euronews: İçerideki farklı önerileri inceleyelim. Önerilerde ekonomik göçmenlerin geri dönüşünü artırmak isteniyor. Malta gibi bir ülkenin 12 hafta içinde bir karar vermesi gereken bir süreçle başa çıkabileceğini düşünüyor musunuz?
Miriam Dalli: “Ülkem hakkında konuşayım. Bu aynı zamanda ön cephedeki üyelerin deneyimleriyle de alakalı. Ülkemin karşı karşıya olduğu durum, İtalya’nın, İspanya’nın ve Yunanistan’ın karşılaştığıyla benzer. İadelerden bahsediyorsunuz ancak bu iadelerle bağlantılı olarak yapılması gereken bir tarama süreci de var. Tarama süreçlerinin nerede yapılacağı tam olarak belli değil. Bugünkü durumdan ve gördüklerimden yola çıkarak benim anladığım, tarama sürecinin muhtemelen ön cephedeki üyelerin sorumluluğu olacağı. Ve bu, ön cephedeki üyelere daha çok sorumluluk ve çok daha fazla yük yüklemeye devam edecek. Ben ve dayanışmaya inanan insanlar bunun ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer dayanışma içinde olmak ve ön cephedeki üyelere yardım etmek istiyorsak, daha fazla baskı uygulamaya ya da baskıyı yönetmeye devam edemeyiz.”
euronews: Dayanışmadan bahsedelim çünkü Komisyon bunun zorunlu olmasını istiyor. Bazı ülkeler mültecileri alacak diğer ülkelerse reddedilen bu sığınmacıların dönüşünü finanse edecek ya da ödeme yapacak. Dayanışmanın zoraki olabileceğini düşünüyor musunuz?
Miriam Dalli: “Dayanışma Avrupa Birliği’nin bir ilkesi. Bu nedenle tüm üye devletlerin bu zorlukla birlikte mücadele etmesi doğal bir adım olarak görülmeli. Şimdi yer değiştirme ve dönüşleri ilişkilendirdiğimizde, bu doğru yönde atılmış bir adım. Çok açık olalım, çünkü bugüne kadar ne olursa olsun hiçbir sorumluluk almak istemeyen ülkeler var. Avrupa Komisyonu’nun bu öneriyi bu bilinçle yaptığını düşünüyorum, muhtemelen bu ülkeler için geri dönüşlere sponsor olmak çok daha kolay olurdu. Ama aynı zamanda bunun sorunları mücadelede ve ön cephedeki üye devletlerle nasıl çalışacağını anlamam gerek. Başka bir sorun daha var: Ya tüm üye devletler geri dönüşleri finanse etme yoluna gider de yeniden yerleştirme yoluna gitmezse ya da bugün yaşadığımız çok az yeniden yerleştirme eğilimi daha da aşağıya giderse?”
euronews: Menşe ve transit ülkelerden bahsedelim. Avrupa Birliği halihazırda en az 20 ülkeyle anlaşma imzaladı. Ancak bu her zaman işe yaramıyor. Bu nasıl geliştirilebilir?
Miriam Dalli: “Ben bu ülkelerle birlikte çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Avrupa Komisyonu göçmenlerin yaşadığı ülkelerdeki sorunlara hitap edildiğinden emin olmak için menşe ülkeleri de ele almak istediğini söylüyor. Bunu çok uzun bir süredir duyuyorum. Bu soruna ve aynı zamanda suç ağlarına yönelik gerçekten güçlü öneriler olacağını ümit ediyorum. Hakkında çok az çalışılan bir şey varsa o da suç ağlarıdır.”
euronews: Bu ülkelerle daha iyi nasıl anlaşabileceğimize ilişkin bir örnek verebilir misiniz?
Miriam Dalli: “Onlarla bir ortaklık yapmamız gerektiğini düşünüyorum ve sadece göçle ilgili politikaların ötesine geçeceğim. Daha yeşil bir ekonomiye sahip olmaktan çok bahsediyoruz. Yeşil ekonomi politikasını niçin Avrupa Birliği dışına da genişletmeyelim ve AB üyesi olmayan ülkeleri ortağımız olarak görmeyelim? Bize yardımcı olabilecek ekonomik ortaklar aynı zamanda ekonomilerini güçlendirebileceğimizden emin olur. Ve bizimle birlikte ortaklar olarak göç sorununa da eğilmeye başlarız.”
euronews: Sözleşme bu aşamada henüz bir teklif. İçerisinde hangi somut değişiklikleri görmek isterdiniz?
Miriam Dalli: “Mesela, sözleşmede geri dönüşler için yeni bir koordinatörden bahsediliyor. Ancak yeniden yerleştirmeler için bir AB koordinatörü yok. Yeniden yerleştirme ve geri dönüşlere aynı ağırlığı verdiğimizden emin olmak için bunun eklendiğini görmek isterim. Sınır taramasının sorumluluğunun yalnızca ön cephedeki üye devletlere yüklenmediğinden nasıl emin olacağız… Tüm ülkelerin bunun içinde olduğundan ve yalnızca ilk varış yerlerinin bununla mücadele etmek zorunda olmadığından emin olabileceğimiz tekliflerle gelerek yapılabilir…”
euronews: Popülist ya da Macaristan veya Polonya gibi daha sert politikalar isteyen ülkelere çok fazla taviz verildiği izlenimi edindiniz mi?
Miriam Dalli: “Çok fazla taviz mi verildi? Şimdiye kadar çok fazla taviz vermemeye çalışan önerilerimiz oldu. Ön cephedeki üye ülkelerin vatandaşlarından biri olarak, bunların gerçekten işe yaramadığını söyleyebilirim. Bence Komisyon’un yapmaya çalıştığı, tüm farklı üye devletleri bir araya getirmeye çalışan bir şey. Ben tamamen zorunlu yeniden yerleştirmeden yanayım ancak bu olmuyor.”
Haberin ayrıntılarına ulaşmak için lütfen tıklayınız.