10 Aralık 2020 / Malta
Myanmar’da son birkaç sene içerisinde Arakan Müslümanlarına yapılan soykırım ve zulüm sebebiyle yaklaşık 1 milyon kişi komşu ülke Bangladeş’e sığındı.
Ülkede Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve uygulanan şiddet Birleşmiş Milletler raporlarına da girmiş durumda. Ancak bu durum koronavirüs salgını sonrası yeni bir boyut kazanmış durumda.
Çünkü ülkede Covid-19 sebebiyle hayatını kaybeden Müslümanların naaşları, toplu ölüm ve salgının yayılma riski nedeniyle Budist inançlarına göre yakılıp defnediliyor. Bu uygulamadan hiç de hoşnut olmayan Müslümanların bu durumu değiştirecek gücü de bulunmuyor.
Ancak Sithu Aung ve arkadaşları Müslümanların naaşlarının İslami usullerle defnedilebilmesi için tüm işlerini bırakarak Müslüman mezarlığında 24 saat nöbet tutuyor ve cenaze işleriyle ilgileniyor.
Yangon, Arakan eyaletinin güneyinde bulunan 350 bin nüfuslu ve ticaretin yoğun olarak yapıldığı hareketli bir liman şehri. Buradaki nüfusun yüzde 7’sini Müslüman azınlıklar oluşturuyor.
Ancak Covid-19 salgınının hızla yayılması sonrası 53 milyon nüfuslu ülkede 100 binden fazla vaka görüldü ve 2000’i aşkın kişi pandemi nedeniyle hayatını kaybetti. Çoğunluğu Budist inancına sahip ülke, dünyanın en kötü sağlık sistemlerinden birine sahip.
Müslüman azınlığın yoğun olduğu Yangon’da Covid-19 ölümlerinin artması sonrası İslam dinine mensup birçok kişi, vefatları sonrası Budist geleneklerine göre yakılarak defnedildi. Bu duruma içleri elvermeyen 23 yaşındaki esnaf Sithu Aung ve arkadaşlarını işlerini güçlerini bırakarak gönüllü oldu, ve şu anda salgın sebebiyle ölen Müslümanların İslami usüllere göre defnedilmesi için yoğun çaba harcıyor.
Sithu, tamamen plastik üniforması içerisinde hastane morgundan Müslümanlara ait naaşları teslim alıp yıkayarak defnediyor. Bu iş için İslami dernekler kendilerine 3 ambulans aracı temin etmiş. İki araç da gönüllülere yiyecek ve içecek temin ediyor. Sithu ve diğer 14 gönüllü vardiyalı olarak çalışarak, en azından Müslümanları İslami usüllerle gömüp yakınlarının ziyaret edip dua edebilecekleri mermer taşlı kabirler hazırlıyor.
Tüm gün boyunca platik eldiven, koruyucu gözlük ve üniformayla çalışmak zorunda olan gönüllüler bu durumdan pek de şikayetçi değil.
Bazen koruyucu gözlüklerimiz ardında ağlıyoruz
Sithu, bu işi “Allah rızası” için yaptıklarını belirterek, “Evet, hayatlarımızı riske attığımız doğru. Ancak Covid-19 sebebiyle ölen Müslümanların yakınlarının sevinçlerini görmek bize mutluluk veriyor. En azından yakınlarının mezarları var ve burayı ziyaret edebilirler. Allah yaptıklarımızı görüyor.” diyor.
Sithu ve ekibi ilk önceleri Müslümanların cesetlerine dokunmaya korkuyormuş. Ancak zaman geçtikçe buna alışmışlar. Ölüler yıkandıktan sonra görevli bir imam tarafından cenaze namazları kılınıyor ve defnediliyor.
Yaptığı işi ailesinden gizleyen Sithu yaşadıkları süreci şöyle anlatıyor: “Eğer eşime, anneme ve çocuklarıma söyleseydim kabul etmeyeceklerdi. Beni ara sıra ziyaret ediyorlar ancak sosyal mesafeyi koruyoruz. Ancak bu o kadar da önemli değil, çünkü yakınları ölenler, son bir kez olsun sevdiklerinin yüzlerini göremiyorlar bile… Onlar adına üzülüyorum. Bazen hüzünleniyor, koruyucu gözlüklerimiz ardında ağlıyoruz.”
Kaynak: euronews