2 Haziran 2023
Bir önceki yazımda, CHP’de değişimin gerekli olduğunu ve bu değişimin öncelikle Genel Başkan düzeyinde gerçekleşmesi gerektiğini belirtmiştim.
Bu konuda beni haklı bulanlar da oldu, Kemal Kılıçdaroğlu’na haksızlık yaptığımı söyleyenler de. Hatta seçim gecesi attığım “Ben senden razıyım” tweetimi hatırlatarak, daha 24 saat geçmeden neden hemen istifa çağrısı yaptığımı soranlar da oldu.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, Kemal Kılıçdaroğlu gerçekten kampanya döneminde elinden geleni yaptı. Nice gençlerin dayanamayacağı bir tempoda şehir şehir dolaştı ve herkesi kucaklamak için var gücüyle çalıştı.
Ama dedim ya, olmadı. Halk onu o koltuğa layık görmedi.
Seçimin kaybedilmesinde karşı tarafın kullandığı zehirli dil ve montaj videolardan beslenen kara propagandanın da etkisi var. Bu gerçeği inkar etmek mümkün değil.
Ancak, demokrasilerde sonuç önemlidir. Demokrasisi oturmuş batılı ülkelerde seçimi kaybeden kişi, koltuğunu da kaybeder. Partiler kimsenin babasının malı değildir.
Benim eleştirilerim de zaten burada başlıyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, bu ülkenin kurucu partisi CHP’yi kimse bu şekilde hegemonyasının altına alamaz.
Deniz Baykal için de yıllarca aynı şeyler söylenmişti hatırlarsanız. Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu yeni kurultayda aday olmayacağını açıklamalıdır.
Başarısızlığı başarı gibi göstermemelidir. Nitekim şikâyet ettiği tüm konulara rağmen aday oldu. Şimdi o konuların arkasına sığınamaz.
Hatta kendisi bu kampanya döneminde Erdoğan için şu cümleleri kurmuştu:
“Uzun süre koltuğundan kalkmayan insan altına etmiş demektir.”
Dolayısıyla kendisinin istifasını istemek ve istifa etmeme konusundaki direncini eleştirmek en doğal hakkımızdır.
Ancak burada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Muhalif medyada, ağzının ayarı kaçarcasına Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren, hatta hakaret eden kişileri görüyorum.
Prof. Dr. Ersan Şen de bunlarda biri… Kimse kusura bakmasın, ama İsmail Saymaz’ın dediği gibi “Devlet Bahçeli’ye, Recep Tayyip Erdoğan’a söyleyemeyeceği şeylerin iki katını Kemal Kılıçdaroğlu’na söylemeye de kimsenin hakkı yok.”
Bunun herkes tarafından bilinmesi gerekiyor. Kemal Bey dava açmıyor ya da hakaret edene başka bir yaptırımda bulunmuyor diye, atış serbest ilan eden herkes kantarın topuzunu kaçırmaya başladı. O kadar da değil…
Bunun yanı sıra, dün tüm MYK üyeleri CHP’den istifa etti. Kemal Bey de bu istifaları kabul etti. Peki, sorun çözüldü mü? Halk MYK üyelerine kızgın değil ki? Size kızgınlar Kemal Bey, size. Sorumluluk alıp MYK ile birlikte istifa etmesi gereken sizsiniz.
Bu şekildeki sorumluluktan kaçış süreciniz, seçmenin gözündeki “demokrat amca” portresinin paramparça olmasına neden oluyor.
Ekrem İmamoğlu ile aralarındaki görüşmenin detayı paylaşılmadı, ancak artık net bir tavır koyması gerektiğini düşünüyorum.
Bu belirsizlik bir süre daha devam ederse, tabandan başka partilere kaymalar hızla başlayacaktır ve yerel seçim bir hezimete dönüşecektir.
