25.9 C
Malta
Pazartesi, Ağustos 5, 2024
spot_img
spot_img

Pınar Yalçınkaya yazdı: Kuru Otlar Üstüne

Bu hafta, çok beğendiğim senarist ve yönetmen olan Nuri Bilge Ceylan’ın Kuru Otlar Üstüne filminden bahsetmek istiyorum. Nuri Bilge Ceylan’ın tarzından biraz daha farklı bu film, Doğu Anadolu’nun ücra bir köyünde zorunlu hizmetini yapan ve öğrencisini taciz etmekle suçlanan resim öğretmeni olan Samet’in ekseninde gerçekleşiyor.

Film 2023 yapımı olup yönetmenliğini Nuri Bilge Ceylan’ın üstlendiği ve senaristliğini de kendisiyle beraber Ebru Ceylan ve Akın Aksu’nun yaptığı bir dram filmidir. Filmin başrollerini Deniz Celiloğlu, Musab Ekici ve Merve Dizdar paylaşıyor. Hatta Merve Dizdar, bu film ile 2023 Cannes Film Festivali’ nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandı.

Filmde Samet’in bireysel hikayesi üzerinden farklı bir çok konudan bahsedilmiş. Filmi izledikten sonra bir çok konuda net bir fikir belirtemiyorsunuz; çünkü Ceylan, filmlerindeki olayları asla yanlı anlatmaz, salt tarafsız bir şekilde seyircinin bakış açısına sunar. Filme genel bir çerçeveden baktığınızda; istemediği yerde sıkışanların bir türlü aidiyet hissedememesi, insanın kültürel bağlarının bakış açısına yansıyan farklılıkları, bir taraftan yabancılaşma ve umutsuzluğu, diğer yandan da kabullenmeyi ve umudu farklı karakterler üzerinden anlatması filmi bir bütün olarak ele almamızı sağlıyor.

Filmde baş karakterlerden biri olan Samet, mecburi hizmetini tamamlayıp, görev yaptığı yerden gitmek ister sadece ve buna bağlı olarak çevresindeki herkesle ilişkilerini hep yüzeysel tutar. Ama genel olarak öğretmenler arasındaki dialoglarda da içtenliksizlik net bir şekilde hissedilir. Hepsi iyi ve çok ahlaklı gibi görünseler de aslında her an birbirlerini yargılamaya hazır, bencil davranışlar sergilerler. Filmin en beğendiğim noktalarından biri de tam olarak buydu: Dialogların ve samimiyetsizliğin filme aktarılmasındaki samimiyet. Herkesin aynı ortamda kalmak zorunda olduğu için birbirlerine gösterdikleri yapay samimiyet, çok başarılı bir şekilde filme yansıtılmış.

Bir ülkede en önemli yapı taşlarından biridir öğretmenler. Ağacın yaşken eğilme evresinde öğretmenlerin inanılmaz rolleri varken, bireyin öğretmen olabilmesi için tek kriterin sınavda aldığı puan olmaması gerektiğini düşünüyorum. Mesela Samet’in birçok kişilik problemi var ve bunun gibi birçok kişinin öğretmenlik yapıyor oluşu, eğitim sistemindeki bozukluğu fazlasıyla körüklüyor. Samet’in aşağılama ve kibirle öğrencilerine “ressam olacağınız yok, patates, şeker pancarı ekeceksiniz.” demesi gibi. Kişinin neyi ne kadar bildiği değil, karşıya ne kadar ve nasıl verebildiği önemlidir bence. Bu kadar önemli ve kutsal bir meslek olan öğretmenliğin daha ince elekli koşullardan geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum ve yazımı Başöğretmen Atatürk’ün şu sözleriyle noktalamak istiyorum:

“Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.”

İyi seyirler!

Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz