Fatih Sultan Mehmet’in ünlü tablosu nasıl satın alındı?
Son birkaç gündür sadece İstanbul değil, tüm Türkiye bir rönesans ressamının elinden çıkmış olan bir eseri konuşuyor. Tevekkeli tüm İstanbul ahalisinin birden sanata dikkat kesilmesinden değil (aslında bu güzel şehre yakışırdı), bir rönesans ressamı olan Gentile Bellini’nin tablosunun Londra Christie’s müzayedede en yüksek teklif verilerek İBB tarafıdnan satın alınmasından ötürü.
Tabloya bakan birinin heyecan duymaması mümkün değil. Zira Bellini’nin imzasını taşıyan tablonun sağ alt köşesinde Latin harfleriyle düşülen tarih 14 Kasım 1480’i gösteriyor. Yani cihan padişahının ölümünden birkaç yıl önce resmedilmiş.
Tablo her yanıyla enteresan çünkü sultanın birebir çizilmiş üç portresinden biri. İstanbul’a çok yakışacak.
Tablonun satışa çıkacağını öğrenen İBB başkanı Ekrem İmamoğlu İBB sözcüsü Murat Ongun ve dışilişkiler daire başkanı Mehmet Alkanalka ‘yı müzayede için görevlendiriyor. Ongun ve Alkanalka müzayedeye telefonla katılıyorlar.
Tablonun müzayededeki açılışı 250 bin sterlin ile başlıyor. Adı üstünde bu bir müzayede, İBB en yüksek telifi vermesi ile yani 770 bin sterlin ile (6 milyon 500 bin lira) açık arttırmayı kazanıyor.
Tablo yakında İstanbul’a getirilecek. Önce Saraçhane’de İstanbul halkının ziyaretine açılacak. Daha sonra nerede sergileneceği henüz belirsiz.
Tablonun hikâyesi
Fatih Sultan Mehmet’in İtalyan ressam Bellini’yi 1479 yılında İstanbul’a davet ediyor. Sultan ressamın yeteneğini anlamak için önce saray ahalisinden birkaç farklı kişinin resimlerini çizdiriyor. Ressamın yeteneğinden emin olduktan sonra da kendi portresini çizdiriyor.
Eni 33.4, boyu 45.4 santimetre olan tabloda Fatih ile birlikte bir kişi daha var. Bu kişinin oğullarından biri olduğunu söylense de fotoğraftaki diğer figür ile yaş farklarının az olarak görünmesi bu iddiayı çürütüyor. Resimdeki diğer kişinin sakalsız olması, batılı bir devlet görevlisi, muhtemelen bir elçi iddiasını güçlendiriyor.
Portrenin İstanbul’a gelmesi pek çok açıdan değerli. Eğer bu tablo İngiltere’de bir müzeye satılsaydı bir daha Türkiye’ye dönüşü hayal olacaktı. Eğer bir müze değil de bir kişi tarafından satın alınsaydı ancak ölüm vesair gibi nedenlerle, varislerinin tekrar satışı sunması ile İstanbul’a gelme şansı tekrar olabilecekti. Bu da bir 30-40 yıl daha tabloya uzak olmak demek.
İstanbul’un kültür mekanlarında sergilenecek olan bu tablo şüphesiz kültür turizminde önemli bir değere sahip olacaktır. Yine aynı şekilde birçok konservatuar ve güzel sanatlar okuluna ev sahipliği yapan İstanbul’da hem öğrenciler hem de sanatseverlerin rönesans döneminde çizilen bir resme yakından bakabilecek olmaları bu kişilerin sanat dağarcıklarına önemli bir katkı yapacaktır.
İstanbul’daki müzelerin giriş ücretleri ortalama 100 TL (60 TL’lik müzekart abonmanlığı ile ücretsiz) olmasından hareketle, çok geçmeden kendisini seyretmek isteyen hem yerli hem de yabancı sanatseverler tarafından eserin maliyeti belediye bütçesine fazlasıyla geri kazandırılacaktır.
İBB başkanı Ekrem İmamoğlu çok stratejik bir hamle yaparak tabloyu satın aldı. Gerçekten takdire şayan bir hareket.
Ziyahan Albeniz / Malta Haber