Site icon Malta Haber

Göçmen bir kadın olmak

Göçmen bir kadın olmak

Amerika da dahil 5 seneye yakındır Malta’da göçmen olan bir kadın olarak ‘gitmeye karar verdin de nasıl yalnızlıkla başa çıkacaksın?’ sorusunun bendeki karşılığını biraz kelimelere dökmek istedim.

O kadar parametresi olan bir soru ki kolay görünse de cevap, içinde kaybolduğun bir okyanus gibi ama benim üzerine kafa yorduğum bir parametre var ki diğerleriyle kıyaslandığında ağırlığı hep fazla oldu.

Hep derler ya:

Gittiğin yerdeki sosyal ilişkilerin çok önemli, onun için hemen iyi bir çevre yapmanın
yollarını bulmalısın…

Başkalarıyla ilişkin kurman da bir parametre evet ama ya ‘kendinle ilişkin’, ‘onunla aran nasıl?’, sordun mu hiç son zamanlarda kendine?

Büyük şehirlerde bu soruya çok fırsat gelmiyor, ya da zamanı geldiğinde bakılır bir ara deniyor da o zaman bir türlü gelemiyor çoğumuza. 30 yılını İstanbul’u en yoğun haliyle yaşayan ve bunun 11 yılını da kurumsal şirketlerde geçirmiş biri olarak size dürüst olacağım; bu soru aklıma geldiğinde hep yapacak daha önemli
işlerim vardı.

O kadar yoğundum ki dışarıda içeriye bakmak çok da aklıma gelmedi.

Uzun seyahatlerimi yıllardır kendim yapmayı tercih ederim; farklı insanlarla tanışıp daha çok gözlem
yapabilmek için, defterler bitiririm tatillerimde; hem mekan hem de tanıştığım insanlarla ilgili.

Onlardan birinde farkettim ki bendeki telaşların, stresin, yaşam kavgasının, bir yerlere yetişme duygusunun,
ülkemdeki politik yaşananların çoğu dünya insanında yoktu. İlk ışık orada yandı, ikincisi de İtalyan olan eski erkek arkadaşımın Türkiye’ye beni ziyarete geldiğinde yaşamımı görüp ‘Dilek, bu yoğun yaşamını nasıl ve ne kadar daha sürdürebilir kılacaksın?’ sorusu ile daha büyük bir ateşi harladı.

Sonra daha küçük bir yerde bu sorulara cevap aramaya karar verdim ve önüme çok güzel bir fırsat çıkıverdi.

Evet şanslıydım bu konuda ama bu süreçte gördüm ki insan iyi kötü ne varsa göçtüğü yere taşıyor. O koca şehirde yaşadıklarıyla doldurduğu zamanı sonra kendiyle geçirmek durumunda kalıyor.

Kendinle ilişkin ne kadar iyiyse bu süreci o kadar kolay atlatıyorsun. Peki ya hiç dokunmamışsan o yanına? İşte orda işler karmaşıklaşıyor; yalnızlık hissi öküz gibi oturuyor göğsüne. Bir de böyle pandemic dönemine denk geldiysen, bir de bu yola yalnız çıktıysan vay haline.

Pandemiye kadar kendimle ile ilgili ödevlerimi iyi yapıp ağır sınavların çoğunu geçip ince ayar dönemindeydim.

Şükür ki, yoksa ağır bedeller ödeyebilirdim, az da olsa ödediğime de inanıyorum. Drama yapmak değil ama şöyle bir örnek vereyim; kasık ağrım sebebiyle Malta’daki bir hastaneyi aradım, hem de o hastanede virüs vakası var mı öğrenmek istedim. Vaka yoktu ama “tarifinize göre apandisit olabilirsiniz…”

Acilen hazırlıklı gelin ameliyata alabiliriz, dediler. Kan korkusu olan biri olarak zaten hastanelerden nefret ederim bir de üzerine ameliyat denmiş.

Pandemic sebebiyle arkadaşlarımın çoğu ülkelerine dönmüştü ve kimse telaşlanmasın diye ailem dahil kimseye haber vermedim. Hastaneye gidene kadar ağladım, abartmıyorum.

Ama büyüdüm o gece ben, 80’li yaşlarımın provasını yaptım adeta, kendime güvenim arttı, kendimle ilişkim pekişti.

Doğru ya da yanlış bir karar yok aslında göçmenlik konusunda. Her iki durumun da en az bir artısı oluyor eksisi olduğu kadar, sadece o an göremiyorsun. Mesela Amerikaya göç kararımı ordaa her gün sorgularken ve etrafımdakilere dünyayı dar ederken Malta’da olmayı hiç sorgulamıyorum.

Ama 12 sene sonra bakıyorum ki Amerika deneyimim bir sürü kapı açmış bana. Buradaki tatlı hayatımın en büyük anahtarı olmuş. Sadece zincirin bir parçası olarak görünce yaşanan travmalar da anlamlanıyor.

Yani demem o ki; bir karar aşamasındaysanız bir sorun bakalım kendinize ‘Nasılsın, nasıl aramız, tamamen birbirimizleyken kimse yokken yanımda olacak mısın, kötü bir şey yaşadığımızda birlikte büyüyebilir miyiz, yoksa pes eder misin?’ diye.

Sonra evren harekete geçsin, gelsin mesajlar. Aileniz ve sevdikleriniz yanınızdayken hiç sormadığınız bu sorular bir anda hayatınızın en önemli soruları oluveriyorlar. Ama bir de şöyle bakmak gerekiyor; çok büyük kalabalıklar içinde hiç yalnız hissetmediniz mi hayatınız boyunca?

Exit mobile version