29 Mart 2022
Merhametin, şefkatin, sevginin ve barışın Rabbi, Her Şeye Gücü Yeten Yüce Allah, dünyayı ve tüm insanlığı her türlü yıkım ve felaketten korusun, Amin
Dünya, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı karşısında büyük bir şok yaşadı ve birçok masumun ölümü ile altyapı hasarlarıyla sonuçlanan bu savaşın yıkıcılığını gördük. Her geçen gün savaş tırmanıyor ve durum daha da kötüleşiyor.
Yaratıcısını ve onun yarattıklarını gerçekten seven ben, bu korkunç ölümleri ve insanlığa karşı yapılan saldırgan ve barbarca savaşı gördüğümde şahsen yüreğimde büyük bir keder ve acı hissediyorum.
Dini liderlerin itirazları
Dünya dini liderleri, bu çatışmanın itidalle ve şiddet içermeyen bir şekilde çözülmesi çağrısında bulundular. Papa Francis, siyasi sorumluluğu olanları, savaş tanrısı değil, barış tanrısı olan Allah’ın huzurunda vicdanlarını sorgulamaya çağırdı.
Ahmediyya Müslüman Cemaatinin Ruhani Lideri de bu durum hakkında net konuştu ve siyasi liderlerden bu çatışmayı sona erdirmek için olumlu rol oynamalarını isteyerek şunları söyledi:
“Daha fazla savaş ve şiddetten kaçınmak için mümkün olan her türlü çabanın sarf edilmesi zamanımızın kritik bir ihtiyacıdır. Dünyanın felaketin eşiğinden dönmesi için hala zaman var ve bu nedenle, insanlığın iyiliği için Rusya, NATO ve tüm büyük güçlerin tüm çabalarını, çatışmanın şiddetini azaltmaya ve diplomasi yoluyla barışçıl bir çözüme doğru çalışmaya odaklanmaya çağırıyorum.”
Barış: Herkesin dileği
Kuşkusuz, her iyi tabiatlı insan içtenlikle dünyanın sevgi, şefkat ve dostlukla dolmasını ister ve herkes dünyada barışın gözlerimizin önünde tesis edilmesini arzu eder.
Ancak bu hayalin gerçekleşmesi için, fırsatın doğduğu her yerde ve kiminle karşılaşırsak karşılaşalım barışı teşvik etmeye çalışmamız gerekiyor. Evlerimizde, ailelerimizde, işyerimizde, topluluklarımızda ve toplumlarımızda, komşularımızla ve komşu ülkelerimizle barış ve huzuru teşvik edelim.
Ayrıca, dünya barışını tesis etmek için, her zamankinden çok daha fazla artan bir ihtiyaç olduğu gerçeğinin herkesin farkında olması ve yüksek ahlaki değerler ile ilkeleri ortaya koymamız büyük önem taşımaktadır.
Umudun ışığını açık tut
Kısacası, hepimiz elimizden geldiğince barış için çabalayana kadar barış gerçek anlamda tesis edilemez. Bunun için umut ışığını yanık tutalım ki dünyanın her yerinde gerçek barış ve adaletin tesis edileceği bir zaman gelsin.
Nükleer Savaşın Sesleri
Ne yazık ki, nükleer bir savaşın seslerini de duyduk. Nükleer savaşın sonuçlarının ne olacağını gerçekten biliyor muyuz? Ne kadar yıkıcı ve tahrip edici olacak? İnsanlığa ve gelecek nesillere ne ölçüde zarar verecek?
Bunların hepsinin çok geçerli sorular olduğunu düşünüyorum ve herhangi bir şey söylenmeden önce, ne söylediğimizi, sözlerimizle ne demek istediğimizi ve dünyanın nükleer saldırganlığın yükünü taşıyıp taşıyamayacağını bilmek ve bunu dikkatlice tartmak son derece önemlidir.
Bugün sahip olduğumuz silahlar o kadar yıkıcı ve sofistike ki, nesilden nesile ciddi genetik ve fiziksel kusurlarla doğan çocuklara sebep olabiliyorlar.
Nükleer Bir Savaşın Dehşet Verici Sonuçları!
Bir nükleer savaşın sonuçlarını hayal etmek için, Japonya’yı ziyaret etmeli ya da İkinci Dünya Savaşı sırasında nükleer bombalar tarafından saldırıya uğradığında, bu silahlarının korkunç sonuçlarına maruz kalan tek ülke olan Japonya’ya yapılan nükleer saldırıları okumalı. Seksen yıl geçti, ancak bugün bile savaşın yıkıcı etkileri, bu saldırıların gerçekleştiği Japon şehirlerinde görülebilir. Bugün bile insanların kalplerinde ve zihinlerinde korkuları var ve atom bombalarının etkileri yeni doğan çocuklarda halâ görülebiliyor.
Ahmediyye Müslüman Cemaati Lideri Mirza Masroor Ahmadaba, nükleer bir savaşın etkilerini anlattı ve şunları söyledi:
“Eğer bir kişi kurşunla vurulursa, o zaman tıbbi tedavi yoluyla hayatta kalması bazen mümkün olabilir, ancak nükleer bir savaş patlak verirse, o zaman ateş hattında olanların böyle bir şansı olmayacaktır. Bunun yerine, insanların anında öleceğini, heykeller gibi donacağını ve derilerinin eriyip gideceğini göreceğiz.
İçme suyu, yiyecek ve bitki örtüsü kirlenecek ve radyasyondan etkilenecektir. Bu tür bir kirliliğin ne tür hastalıklara yol açacağını ancak hayal edebiliyoruz. Doğrudan vurulmayan ve radyasyonun etkilerinin biraz daha az olduğu yerlerde bile hastalık riski çok daha yüksek olacak ve gelecek nesiller de çok daha büyük riskler taşıyacaktır.”
“Bu tür bir savaşın yıkıcı ve tahrip edici etkileri savaş ve sonrasıyla sınırlı kalmayacak, nesilden nesile geçecektir. Bunlar böyle bir savaşın gerçek sonuçlarıdır, ancak bugün icatlarından son derece gurur duyan ve geliştirdikleri silahları dünyaya bir hediye olarak anlatan bencil ve aptal insanlar var.
“Ancak şunu açıklığa kavuşturalım ki, bugün nükleer silahlar tekrar kullanılırsa, bazı ülkelerin haritadan tamamen silinmesi oldukça mümkündür. Yok olabilirler.” (Dünya Krizi ve Barışa Giden Yol, s. 45-61)
Eğer zamanı geriye çevirebilirsek
Keşke zamanı geri alabilsek ve insan vücudunu eriten ve binaları tahrip eden korkunç saldırıları anlamaya çalışabilsek; o anlar ne kadar acı verici ve korkutucu olurdu. Böyle bir durum düşünülemez bile. O dönemde mevcut olan nükleer silahların, bugün dünyada mevcut olan nükleer silahlardan çok daha az yıkıcı olduğunu unutmamalıyız.
Sadece bir an için hayal edin, eğer daha az güçlü silahlar bu kadar yıkıcı olduysa, o zaman çağdaş dünyanın nükleer silahları ne kadar yıkıcı ve korkunç olabilir? Bu satırları yazarken kalbimde büyük bir üzüntü ve acı hissediyorum ve bırakın gözlerimizin önünde cereyan etmesini, böyle bir senaryoyu hayal etmek bile zor geliyor.
Dünya barış ve refah yolunda ilerlesin ve tüm ülkeler barışın tesisi ve nükleer silahların yeryüzünden sonsuza dek yok edilmesi için birleşsin. Merhamet, şefkat, sevgi ve barış tanrısı yüce Tanrı dünyayı ve tüm insanlığı her türlü yıkımdan ve felaketten korusun. Amin.
__________________________
Yazar Hakkında: Laiq Ahmed Atıf şu anda Malta’da Ahmediye Müslüman Cemaati’nin İmamı ve Ulusal Başkanı olarak görev yapıyor. Ulusal ve uluslararası gazete ve dergilerde, Urduca, Maltaca ve ingilizce dillerinde, düzenli olarak yazılar kaleme alıyor. amjmalta@gmail.com