St. Luke Hastanesi’nin yetersizliği ve ülkenin sağlık hizmetleri ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olması, Mater Dei Hastanesi’nin temellerinin atılmasına yol açtı ve Mater Dei Hastanesi, sağlık hizmetlerinin merkezi olarak inşa edildi.
St. Luke Hastanesi 1930’ların başında inşa edilmeye başlandı ve II. Dünya Savaşı sırasında kısmen kullanıldı. Ancak ana hastane olarak rolünü üstlenmesi 1940’ların sonlarına kadar sürmedi ve 2007 yılında Mater Dei Hastanesi’nin kurulmasına kadar yarım yüzyılı aşkın süre boyunca bu işlevini sürdürdü. O günden bu yana St. Luke hastanesi bakımsız bir durumda kaldı.
Mater Dei Hastanesi’nin inşası tam 15 yıl sürdü ve ilk olarak 1992’de başlatılan proje, 1996’da hükümet değişikliğiyle değişti ve sonunda 2007’de St. Luke Hastanesi’nin yerini aldı.
Malta’nın nüfusu 2007’de Mater Dei Hastanesi açıldığında 405,000’e yükseldi, bu da hastanenin başlangıçta planlandığı şekilde ihtiyaçları karşılamasını sağladı.
Ancak zaman içinde hastanenin artan gereksinimleriyle başa çıkma yeteneği sınırlı hale geldi. Zamanla, hastane alanı daraldı ve doktor, hemşire ve sağlık personeli bulma zorlukları gibi sorunlar ortaya çıktı.
2014 yılında tamamlanan onkoloji merkezinin inşası, kanser tedavisi gereksinimi olan hastaların bu yeni merkeze taşınmasını sağlamış olsa da bu durum yetersiz kaldı ve son on yılda hastane alanlarının dönüştürülerek kullanılmasına tanık olduk.
Son 10 yılda Malta’da yaşayan kişi sayısının hızla artması, Mater Dei Hastanesi’nin yükünü daha da artırdı. St. Luke’un yetersiz olduğu gerçeği yıllarca süre gelmiş olsa da, Mater Dei Hastanesi de aynı baskı altında.
Eğer nüfus artışı bu hızla devam eder ve hastane mevcut talebi karşılamak için yetersiz kalırsa, hastane genişletme seçeneğini göz önünde bulundurmak zorunda kalacaktır.
Hükümet, bu durumu göz ardı etmemeli ve acil önlemler almalıdır. Aksi takdirde, durum daha da kötüleşebilir.
Kaynak: İndependent