Elif Ören / 31 Aralık 2022
Geçtiğimiz günlerde Visit Malta’nın daveti ve Gezimanya’nın organizasyonu ile Malta’ya gelen gezgin, fotoğrafçı, yazar Seymen Bozaslan ( @seymen.b ) ile şahane bir söyleşi gerçekleştirdik.
Doğa, şehirler ve insanlar hayatın keşmekeşi ile meşgulken, bazen göz göre göre bazen farkında olmadan yavaş yavaş değişir. Özgün çalışmalarıyla iz bırakan Seymen Bozaslan; akan zamanın içinde anın görünümleriyle, büyüleyici manzaralarla, insan hikayeleriyle, bulut denizleriyle sanat üretiyor.
Keşfetme tutkusu, farklı kültürler tanıma isteği, bilmek görmek arzusu ve ruhunun özgürlüğüyle; doğanın kusursuz güzelliğini, sanatın insanda uyandırdığı heyecanı, sanat ve doğanın birleşiminin mükemmelliğini harmanlayan gezgin Seymen Bozaslan etkileyici işler üreterek oldukça beğeni topluyor.
Kurumsal hayattan kopmadan 64 ülkeye seyahat etmiş ve Türkiye’nin 81 ilini en az 4 kere gezmiş! Türkiye’nin doğal ve kültürel zenginliklerini, çektiği hayranlık uyandıran fotoğraflarla, yalın, samimi ve akıcı yazı üslubuyla anlatarak hem eşsiz bir arşiv oluşturuyor hem de sanatın muhatabında hayranlık uyandırıyor.
Keyifli okumalar diliyorum.
Seymen Bey merhaba, öncelikle söyleşi teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Selam! Öncelikle çok teşekkürler. 1987 İstanbul doğumluyum. Seyahat temalı yazı, fotoğraf ve video başlıklarında içerikler üretiyorum. Bunları da ulusal birçok gazete ve dergi yanı sıra kitaplarımda ve sosyal medya hesabımda paylaşıyorum. Bu içerikleri toplamak için de yurt içi ve yurt dışında çok fazla seyahat ediyorum. Bugüne kadar 81 şehri 4 kez keşfetme imkanı buldum. Yurt dışında ise 64 ülkeyi ziyaret etme fırsatım oldu.
Kasım ayında Malta’ya 4 günlük bir seyahat gerçekleştirdiniz. Malta fikri nasıl oluştu ve buraya gelmeden önce bir araştırma yaptınız mı? Hazırlık süreciniz nasıldı?
Malta beklentimin üzerinde bir seyahat oldu. Her şeyden önce hikayesi olan bir ülke. Bir ucundan bir ucu 1 saat uzaklıkta olan ve keyifli sosyalleşilecek yerleri olduğunu gördüm. Hem tarihi tuz havuzları gibi geleneksel dokuları görmek hem de tarihi sokaklarda turlamak sıra dışı bir deneyim oldu diyebilirim. Malta ile ilgili yaptığım tüm araştırmalarda Osmanlı izi gördüm. Ülkenin kurtuluşundan bile önemli Osmanlı direnişi.
Malta’yı sevdiniz mi? Beklentilerinizi karşıladı mı?
Evet pek sevdim. Sadece kış değil de yazlık bir ülke olduğuna kanaat getirdim. Bu sebeple gelecek dönemde yaz aylarında yeniden gelmeye çalışacağım.
Malta’da sizi en çok neresi etkiledi? Sizi şaşırtan bir şey ve sıra dışı gelen bir yer oldu mu?
Mdina ve Birgu’nun sokakları beni çok etkiledi. Özellikle fotoğraf seven biri olarak bulunmaz nimetti gerçekten. Ayrıca Salt Pans’da özellikle drone fotoğrafçıları için çok ilham verici bir nokta.
Gittiğiniz yerlerin yemek kültürüne ve mutfağına dikkat ettiğinizi biliyorum. Malta’nın yemeklerini beğendiniz mi? Malta’nın yemek kültürü hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Malta’ya kaç kere gelirsem geleyim galiba Rubino Restoran’a tekrar tekrar gidebilirim. Geleneksel menüsü ve restoran mimarisi çok hoşuma gitti. Akdeniz mutfağına dair birçok detayı burada deneyimledim.
Elbette sizinle en çok seyahat tutkunuz hakkında konuşmak istiyorum. Seyahat etmeye ne zaman ve nasıl başladınız?
Küçük yaşlarda aile büyükleriyle doğu ekspresi yaparak yolculuk yapardım. Bunları da ölçü alırsak 7 8 yaşlarında başladım desem ayıp olmaz galiba. Ama deneyimlerimi paylaşarak, anlatma sürecim 10 yılı buluyor galiba. İlk yurt dışı seyahatimi Macaristan’a 22 yaşında yapmıştım. O gün bugündür de her ay yollardayım.
İçinden Yol Geçen Hayatlar isimli ilk kitabınızda, Anadolu’nun kültürel ve sosyal zenginliğini seyahatlerinizde tanık olduğunuz sıradışı hikayelerle anlattınız. Sizi en çok etkileyen hikaye hangisiydi?
Benim için en özel içeriklerden birisi bu kitap. 1.5 sene süren bir çalışma sonucunda 71 kişinin hayat hikayelerini yerinde dinleyerek ve fotoğraflayarak kayıt altına aldım. Her birinin hikayesi gelecek adına bir umut ve ilham veriyor. Hem onlara güzel bir hatıra oldu hem de bana iyi bir yol rehberi. Beni etkileyen ise o kadar çok ki, 5 dil bilen Rize’nin ilk kadın muhtarı, 60 yıldan uzun süredir günlük tutan Trabzonlu bir amcamız, evliliklerinin her 5. Yılında okudukları kitabın hikayesinin geçtiği şehre yolculuk yapan Afife Teyzemiz. O kadar çok ki.
81 şehir ve 270 destinasyona ait fotoğraflarla Ölmeden Önce Türkiye’de Görülmesi Gereken Yerler isimli ikinci kitabınız; Türkiye’nin güzelliklerini anlatan, aslında her evde bulunması gereken çok zengin bir emeğe ve içeriğe sahip bir kitap kesinlikle. Hazırlık süreci nasıldı ve ne kadar sürdü?
National Geographic’in Ölmeden Önce Dünya’da Görülmesi Gereken Yerler isimli kitabından esinlenerek oluşturduğum bir içerik. Tam bir arşiv kitabı aslında. Baskı kalitesi çok iyi olan bir foto kitap diyebiliriz. Bu çalışmada amacım, doğası ve tarihiyle ön planda olan yerleri yazılı bir basım olarak kayıt altına almak. Belki de 50 sene sonra, bugün çektiğim şelale kuruyacak, göl çöl olacak. Bunların geçmişini gelecek nesillere de anlatmak için doğru bir iş olduğu düşüncesindeyim. Bugün Konya Meke Gölü’ne baktığımızda sulu halini nasıl internette arayarak görebiliyorsak, bu da bir el altında duracak belge kitabı bana göre. 270 destinasyonun fotoğrafları ve kısa metinleri bulunuyor.
Üçüncü kitabınız yakın zamanda okurlarıyla buluşacak. Tam olarak ne zaman çıkacak ve nasıl bir kitap olacak?
Şubat ayında raflarda olmayı planlıyoruz. İçinde 180’e yakın QR kod olacak. Online ve offline dünyanın buluştuğu bir iş olarak görüyorum açıkcası. Kitap içinde 81 şehrin konaklama, yemek, müze detayları ve tavsiyeleri yer alıyor. Dolu dolu bir iş olduğu düşüncesindeyim. Ayrıca kitap içinde 700’e yakın sadece kendi çektiğim fotoğraf bulunuyor.
Drone ile fotoğraflar ve videolar çekiyorsunuz ve bu türü sizin için özel kılan şey nedir?
Drone fotoğrafçılığı özel bir alan kesinlikle. Yıllardır bildiğimiz yerleri 30 metre 100 metre yükseklikten görmek, o panoramik fotoğraf açısını yakalamak ayrı bir keyif veriyor. Kapadokya’yı düşünün balon uçuşları bölgeyi yukarıdan görmek için yapılan bir deneyimdir. Ve balona binmeden bu duyguyu bilemezdiniz. Taa ki drone çıkana kadar. Şimdi herkes bir çok noktanın fotoğraflarını havadan görebiliyor.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin büyük fotoğraf sanatı ustalarının elinden “Yılın Seyahat Fotoğrafçısı” ödülünü ve ünvanını aldınız. Böylesine değerli bir ödülü almak size neler hissettirdi?
Coşkun Aral’ın kurduğu bir dernekten ödül almak çok özel bir duygu. Doğru işler yapmışım demek ki. Amatör ruhla profesyonel yaptığım işime daha da sarılmama sebep oldu. Büyük motivasyon!
Uzun yıllardır kurumsal yaşamı bırakmadan aynı zamanda da seyahat ediyorsunuz. Kaygıları olan ama bir yandan da bir yerden gezmeye başlamak isteyen insanlara neler tavsiye edersiniz?
Her sene 20 gün yıllık iznim, 104 gün çalışmadığım haftasonum ve 20 gün ortalamalı dini ve milli bayramlar mevcuttu. Bunların yarısını seyahatlere ayırsam zaten bir çok yeri keşfedebiliyordum. Maliyet kısmında ise tüm birikimimi deneyim kazanmaya, dünyayı keşfetmeye ayırdım açıkçası. Çok da iyi etmişim. Vizyonum, dünyaya bakışım, empati yeteneğim daha da arttı. Seyahat etmek, yeni bir Seymen’e de vesile oldu.
Gezgin olarak anıldığınız bu yolda size ilham veren ve sizi motive eden şeyler nelerdir?
Yeni yerler keşfetme arzusu kesinlikle! Yeni kültürler görmek çok heyecanlandırıyor beni. Dünyayı o zaman tanıyorsunuz. Hatta bırakın dünyayı Hakkari, Şırnak, Siirt bölgesini görmeden , Karadeniz’e çıkmadan, Ege Akdeniz’ei görmeden kısacası 81 şehri görmeden Türkiye’yi bile tanıyamazsınız. Bu yüzden yapılan her yolculuk, yolun devamında ne olduğunu merak etmemi sağlııyor.
Dünyada çok görmek istediğiniz yer/yerler neresi?
Japonya, Antarktika, Svalbard, Alaska, Filipinler.
Türkiye dışında seyahat ettiğiniz yerler dışında sizi en çok etkileyen yer neresi oldu?
Ben doğa delisi bir adamım. Bu sebeple İzlanda, Norveç, Dolomitler, Tivol, Salzburg bölgesi muazzam bir coğrafya olmasından kaynaklı beni çok etkilemiştir.
Türkiye dışında bir ülkede yaşamak isteseniz burası neresi olurdu? Ve tabii ki neden?
Madrid’de veya Prag’da yaşamak hoş olabilirdi. Tabii birçok parametre var bunun için. Sadece sosyal ortam ve tarihiyle bağlantılı olarak yapıyorum bu yorumu.
Malta’ya tekrar gelmek ister misiniz?
Kesinlikle bir yaz ayında gelmek isterim.
Okurlarımız size ve çalışmalarınıza nasıl ulaşabilir?
bozaslanseymen@gmail.com mailinden veya Instagram’da @seymen.b hesabımdan ulaşabilirler. Memnuniyetle seyahat konuşurum.
Son olarak Malta Haber okurları için neler söylemek istersiniz?
Malta’ya yılda 2000 Türk dil eğitimi için geliyormuş. Malta’ya hiç gelmemiş bu öğrenciler başta olmak üzere gelen tüm Türklere böyle bir platform kurmanız onların adaptasyonunu arttırdığı gibi dayanışma gücüne de büyük katkı sağlıyor. İyi ki varsınız, muazzam bir girişim Malta Haber!