23 Kasım 2020 / Malta
İçten bir gülümseme ile karşılaştığım vakit, bir anlık bile olsa, hayat hengamesindeki tüm telaşlarımı unutup, kalbimin ferahladığını hissederim.
İçinde bulunduğum vaziyet ve ruh hâli ne olursa olsun; evde, yolda, iş yerinde yahut kafede; tanıdık tanımadık biri ile göz göze geldiğimde gülümseyerek “merhaba” derim.
İçtenlik, muhabbet, tebessüm kültürdür bizde. Misafirimizi “hoş geldin” diye karşılayıp, “güle güle” diye uğurlarız ya örneğin. Çocukluk yıllarımda öğrendiğim, bir ahlâk ve toplum kuralı olmuş ögretidir “Gülümsemek sadakadır.” hadisi.
Fakat zaman geçtikçe; onca sıkıntı, dert, zorluk arasında türlü düşüncelere ve meşguliyetlere dalıp gülmeyi unutuveririz yahut zoraki yalancı gülümsemeyle bakarız etrafımıza.
Hani; Jim Davis’in yarattığı Garfield karakterini bilmeyenimiz yoktur. Bir karikatürde Garfield, suratı asık bir şekilde oturup, “Hayat berbat” der. Jon, Garfield’a, “Hayata daha olumlu yaklaşmalısın.” der. Bunun üzerine Garfield tüm dişlerini gösteren kocaman bir gülümsemeyle, “Hayat berbat.” der.
Hiç şüphesiz, hayatın bazen berbat olduğu konusunda Garfield ile hemfikirim. Fakat koyu bir kedisever ve Garfield hayranı olarak bu karikatürü her hatırladığımda da gülerim.
Gülümsemenin bulaşıcı olduğunu yüzlerce kez deneyimlemişimdir. Bugün, ilk yazımda; her hatırladığımda beni tekrar etkisi altına alan bir hatıramı paylaşmak istiyorum.
Yaklaşık 5 yıldır oturduğum mahallenin evimden marketine giden yolunda; bahçeli, eski, müstakil bir evde tek başına yaşayan; Maltalı, ufak tefek yaşlı bir kadın var. Oturduğu dar ve kısa sokağın bir yukarısında bir aşağısında mütemadiyen karşılaşıp dururuz. Onu her gördüğümde, tüm kalbimle gülümser ve selamlarım. O da, dağınık beyaz saçlarına dokunur, yılların yüzünde bıraktığı keskin çizgiler ve küçük gözleriyle ışık saçarak gülümser bana.
Bir gün evden markete gitmek için çıkmıştım. Yine sokakta karşılaştık Yaşlı Kadınla. Gülümsedik birbirimize ve selamlaştık. Dar yolun etrafı sarı kır çiçekleri doluydu. Serin bir yaz sabahı bir türkü eşliğinde yürürken birkaç çiçeğe dokundum; güneşi ve çiçekleri de selamladım. Yaklaşık 15 dakika sonra eve dönüş yolunda, o çiçekli dar sokakta ellerinde topladığı bir demet sarı kır çiçeğiyle karşıladı beni Yaşlı Kadın.
Birbimizin adını bilmiyoruz; nereliyiz, kimiz bilmiyoruz. Hep evinin sokağından geçiyorum, belli ki komşuyuz. Ve sadece her karşılaşmamızda gülümseyerek selamlaşıyoruz.
Öyle etkilendim ve mutlu oldum ki; hep gülerken kısılıp çizgi olan gözlerim, yaşla doldu sevinçten.
Aslında sadece bir gülümseme, sıcak bir gülümseme kimlerin gönlünü hoş eder bilemeyiz. Kimlere huzur ve şifa saçarız bilemeyiz.
Gözlerinin içi gülen, etrafına neşe saçan, huzur veren insanlar olmak dileğiyle.
Esen kalın.