5 Kasım’da yapılan ABD seçimlerini kazanan eski Başkan Donald Trump, göreve başlamadan önce savaşları durdurma vaadiyle dikkat çekti. Ancak bu vaatlerin ayrıntıdan yoksun olması ve özellikle Ukrayna’ya “aceleci bir ateşkes” baskısı yapabileceği endişeleri, hem Avrupa’da hem de Kiev’de alarm zillerinin çalmasına neden oldu.
Ukrayna ve Avrupa Endişeli
Trump’ın, selefi Biden yönetiminin aksine Ukrayna’ya yapılan mali yardımları kesebileceğine yönelik işaretler, Kiev yönetimini ve Avrupa’yı tedirgin ediyor. ABD’nin Ukrayna’nın en büyük mali ve askeri destekçisi olduğu göz önüne alındığında, olası bir yardım kesintisi savaşın gidişatını ciddi şekilde etkileyebilir.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Trump arasında seçim sonrası bir telefon görüşmesi yapıldığı ve Trump’ın, Rusya’nın ele geçirdiği toprakları elinde tutacağı bir anlaşmaya sıcak baktığı iddia edildi. Kremlin bu iddiaları yalanladı ancak Trump’ın ateşkes planlarının Ukrayna’nın toprak kaybıyla sonuçlanabileceği yönündeki endişeler güçleniyor.
Avrupa’da Göç Korkusu
Almanya’daki politikacılar ve Avrupa Parlamentosu üyeleri, Rusya’nın Ukrayna’daki olası bir zaferinin Avrupa için ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Avrupa Parlamentosu Üyesi Marie-Agnes Strack-Zimmermann, böyle bir durumda Avrupa’ya büyük bir göç dalgasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.
Avrupa Ukrayna’ya Desteği Artırıyor
Trump yönetiminin Ukrayna’ya yardımları azaltacağı beklentisi, Avrupa ülkelerini Kiev’e desteklerini artırmaya yöneltti. Avrupalı liderler, ABD’nin tutumunu dikkatle izlerken, Trump’ın nasıl bir yol haritası çizeceği sorusu hem Kiev’de hem de Avrupa başkentlerinde endişe yaratıyor.
Kaynak: Hürriyet