20 Şubat 2021 / Nesibe Elif Önder / Malta
Birlik kuvvettir. Herhangi bir dinin ve İslam’ın temel amacı Yüce Allah’a inanç ve gerçek bir kardeşlik bağı ile bağlanmış insanoğlu birliği oluşturmaktır. Bu; çekişme, nefret, hırs, bencillik, gurur, hoşgörüsüzlük, her türlü bölücü ve düşüncesiz eğilimden tiksinen İslam’ın ayırıcı özelliğidir.
Kuran-ı Kerim, sosyal bağımız ve durumlarımız için bir altın ilke ortaya koyar: “İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın.” (Maide Suresi, 2. Ayet)
Birlik olma mesajına vurgu yaparak, Kuran-ı Kerim şöyle devam eder: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın.” (Al-i İmran Suresi, 103. Ayet)
Karşılıklı sevgi, uyum ve kardeşlik toplumumuzun temel taşları olmalı ve Allah’ın rızası kazanmak için birbirimizi sevmeli, her türlü bencillikten uzak durmalıyız.
Hz. Muhammed defalarca insanlığın birliğine ve birbirimize karşı gerçekten düşünceli olmaya vurgu yapmıştır. Bütün gerçek inananların tek bir vücut gibi olduğunu, vücudun bir parçası acı çekiyorsa, tüm vücudun bu acıyı hissettiğini söylerdi. Ayrıca insanlığın kardeşliğinin gerçek ruhunu, her parçası diğer parçaları güçlendiren bir binaya benzetmişti.
Malta Cumhurbaşkanı Ekselansları Dr. George Vella’nın ulusal birliğin geliştirilmesi için ulusal bir konferans düzenleme girişimi, gergin ve bölücü bir ortamda yeni bir soluk getirmektedir. Böylesine akıllıca bir girişim, bu toplumun güçlü ve zayıf yönlerini bilen zeki bir devlet adamı tarafından alınır. Dahası, bu adım, tüm ülkenin mücadele ettiği ve yıkıcı Covid-19 salgınını durdurmak için büyük fedakarlıklar yaptığı bir zamanda atıldı.
Bu tür bir bölünmenin toplumu nasıl etkilediğine dair kişisel deneyimlerimi paylaşmak isterim. Pakistan’da, ülkenin bağımsızlığını kazandığı 14 Ağustos’ta, birbirimizin Bağımsızlık Gününü kutladığımız bir geleneğimiz vardır.
Malta’daki ilk yılımda, bu geleneği göz önünde bulundurarak, 21 Eylül – Malta Bağımsızlık Günü’nde, yakın bir arkadaşıma ulusal Bağımsızlık Gününü kutlamak için bir e-posta gönderdim. Ancak, arkadaşımdan herhangi bir yanıt almamam alışık olmadığım bir durumdu. Böyle bir mesajın görmezden gelinmesi benim için bir sürpriz miydi?
Zaman geçtikçe, böyle bir mesajı göndermemin sebebinin muhalif siyasi arka plandan olduğunu ve o günü Malta’nın bağımsızlığının gerçek bir temsili olarak kabul etmediğini anladım.
Her vatandaşın benzer bir yaklaşıma sahip olduğu varsayılamasa da, bu durum toplumdaki bölünmeyi vurgulamaktadır. İnsanların kendi fikirlerinden farklı olan fikirlerden ne kadar rahatsız olduklarını yansıtıyor.
Ben şahsen, bütün milleti birleştiren, birlikte kutlama yapmalarını sağlayan ve özünde birlik ilkesi olan ulusal olaylarda bir tür fikir birliği olması gerektiğini düşünüyorum.
Kuşkusuz, birlik içinde güç vardır. Bu bana yedi oğlu olan bilge bir kişinin hikayesini hatırlatıyor. Bilge yaşlanıp, aniden bu dünyadan göçebileceğini düşünmeye başladığında oğullarına değerli bir hayat dersi vermek istedi.
Bir gün, oğullarının birinden ona bir demet sopa getirmesini istedi. Sonra her bir oğluna demeti vererek, kırmaya çalışmalarını söyledi. Oğullarının her biri elinden gelenin en iyisini yapsa da, hiçbiri sopa yığınını kıramadı. Baba daha sonra demeti çözdü ve sopaları birer birer kırmaları için oğullarına verdi. Oğulları kendilerine verilen bu tek sopaları rahatça kırdılar.
Bilge adam daha sonra ayağa kalktı ve oğullarına seslendi: “Birlik olmanızı istiyorum. Eğer aranızda ayrılığın büyümesine izin verirseniz, herkes sizi bu tek sopalar gibi rahatça kırabilir. Eğer bu bir demet sopa gibi birlikte durabilirseniz kimse size zarar verecek gücü bulamaz. Birbirinizle aynı fikirde olur ve yardım ederseniz, düşmanlarınızın size zarar vermesi imkansız olacaktır. Ama kendi aranızda bölünürseniz, bu paketteki tek bir sopadan daha güçlü olamazsınız.”
Ne kadar doğru bir sözdür: “Birleşiyoruz, bölünüyoruz, düşüyoruz.”
Laiq Ahmed Atif
Malta Ahmediye Müslüman Cemaati Lideri
Kaynak: Independent Malta