29.9 C
Malta
Cumartesi, Ağustos 10, 2024
spot_img
spot_img

Yeni normalde yeni bir rutin: Meditasyon

Korona döneminde İstanbul’da yaşayan bir arkadaşımla ortak rutinimiz olsun diye hemen hemen hergün Yoga yapmaya başlamıştık. Yine bir gün online olan derslerden birine katılıp yoga yapıyordum ve hoca öyle bir poza girmemizi istemişti ki büklüm büklüm olmuş, elim kolum başım nerde yerlerini pek hissedemiyordum. O anda ’ öyle bir ana gidin ki kötü bir şey yaşamışsınız ya da haber almışsınız ve nefesinizi tutuyorsunuz’, ‘şimdi o tüm sıkışmışlıklardan kurtulmak için derin derin nefes alıp verin, hatta verirken de süreyi uzatın’ demişti. Vücuduma bir titreme gelmişti o an, özellikle pelvis bölgesinde biriktirdiğimiz kötü enerjiler vücudumdan süzülerek benden uzaklaşıyordu. 40 dakikalık ders bittiğinde kapanışı 10-15 dakikalık bir meditasyonla yapmamızı istemişti.
Meditasyon mu? Yıllardır dönem dönem denediğim ancak odaklanmakta zorluk çektiğim için bir türlü başarılı olamadığım başarısızlıklar silsilesiydi benim için. Aslında ne de eski bir bilgiydi benim için meditasyon; lise yıllarımda okuduğum Marlo Morgan’ın ‘Bir Çift Yürek’ kitabında Avustralyalıların göçebe kültürünün sembolü olan Aborjinlerin birbirleri ile nasıl iletişim kurduklarını öğrendiğimde o dönemde aynen onlar gibi iletişim kurmayı denemiştim. Hatta ortaokuldan beri görüştüğüm çok sevdiğim bir erkek arkadaşımla bir kafede buluşup sahaflardan çok ucuza bulduğumuz bilim teknik dergilerini karıştırır saatlerce üzerine konuşurduk. Çok akıllı bir çocuktu ve her şey bilimseldi onun için, ilk defa mistik bir konuyu masaya yatırdığımda şaşırmış ve konuşmak istememişti. Ama uzun süren ikna aşamasından sonra o da kitabı okuyup meditasyon ve telepati konularında denemeler yapmaya başlamıştık. Artık her buluşmamız özel anlara dönüşmüş, kendi kendimize deneyimlediğimiz meditasyon seanslarımızı birbirimizden yorumlar alarak dinler olmuştuk, hatta ikili meditasyon denemeleri bile yapmıştık, birbirimizin zihinlerini okuyarak iletişim kurmak harikaydı. Sanırım en çok varlığımı hissettiğim, dışarıdan gelen etmenlere kendimi kapattığım, yalnızca kendimi yaşadığım dönemdi benim için. Sonrasında hayat kavgası, kargaşası, telaşı bir şekilde kara delik gibi tüm enerjiyi kendine çekip uzaklaştığın bir döngüye dönüşüyor ve içinde zaman algısını kaybettiriyor.

Yıllar sonra dönem dönem denediğim ama her defasında vücudumun ve zihnimin bir yolunu bulup tepki gösterdiği deneyimdi benim için meditasyon; vücudum saniye hareketsiz kalamazken zihnim sürekli yer değiştiriyordu. Ama bu defa farklıydı; yogada yaşadığım enerji transferinden sonra yaptığım meditasyon beni yine 15 sene önceki deneyimlerime götürdü, evet aynı histi, hatta daha da güçlü. Vücudum ne dersem yapmaya hazır bir asker gibiydi, zihnim ise tam da o andaydı, hiçbir yere gitmiyordu, bana dönüşün keyfini yaşadım. O an hiç bitmesin istedim, ne kadar sürdüğü konusunda bir fikrim yok ve hatta telefonum uzun uzun çalmasaydı daha da uzun kalmayı yeğlerdim.

Evlerine girince ‘ses olsun’ diye hemen televizyon açan karşısında uyuyakalan arkadaşlarım, ailem; kendi sesinizi duymaktan neden bu kadar korkuyorsunuz?

Bundan kurtulmanın bir yolunu mu arıyorsunuz, minik reçetemi meditasyon üzerinden aşağıda maddeledim;
Odaklanmanızı sağlayacaksa meditasyon esnasında müzik de dinleyebilirsiniz ama dinlerken müziğin frekansına dikkat etmenizde fayda var. Tesla’nın da söylediği gibi “Eğer evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim konuları üzerine düşünmeniz gerekiyor.”Bu sebeple 432 Hz frekansta müzik dinlemek kendinizdeki sırları ortaya çıkarırken daha faydalı olacaktır.
Çünkü, dinlediğiniz çoğu müzik 1953 yılında alınan uluslararası bir karara göre 440 Hz’dir ancak gezegenimizin doğal titreşimine bakıldığında bu frekansın doğal rezonans ile uyumlu olmadığı görülmektedir. Bunun da insan bilinci ve davranışı üzerinde negatif etkilerinin olduğu düşünülmektedir.

1. Meditasyona başlamadan önce telefonunuzu uçak moduna getirin ve her gün 5 dakika yaparak başlayın,

2. Sevdiğiniz bir müziği açın ve dans edin ya da 20-25 dakika yoga yapın,

3. Dik durabileceğiniz herhangi bir oturuşu tercih edin, bedenin dik konumda olması zihnin uyku haline geçmesini önler,

4. Yere oturacaksınız altınızda bir yastık olsun, hatta yastığın ucuna oturun, sandalyeye oturmak ve duvara yaslanmak da olabilir,

5. Sizin için rahat bir oturuşa yerleştikten sonra karın deliğinden aşağısını yere doğru bırakın, karın deliğinden yukarısının da göğe doğru uzadığını hayal edin,

6. Yatarak da meditasyon olabilir ancak uyuma riskine karşılık ilk etapta oturmayı tercih edin, bunun istisnası uykuya geçişte sorun yaşayanlar, yatar pozisyonda uyumadan önce meditasyon yapabilirler, dolu zihinle bahsetmenin en kolay yolu,

7. Zihnin sürekli çalışması insanı bedenine ve nefesine yabancılaştırıyor, meditasyon zihni kendi haline bırakıp dikkati beden ve nefeste tutma çalışmasıdır,

8. Burun deliğinden giren nefesin göğüs kafesine dolmasını ve göğüs kafesinin iki yana doğru genişlemesini fark edin,

9. Nefes alırken kalçayı aşağı doğru bırakın ancak tüm vücut kendini bırakmasın, başın tepesinden yukarı doğru uzadığınızı hayal edin,

10. Dikkati düşüncelerden nefese getirmek için nefes saymak güzel bir yöntem. 1’den 10’a kadar sayıp, tekrar 1’e dönerek nefes alıp verebilirsiniz,

11. Düşünceleri hızla akan trafikteki araçları seyredermiş gibi izleyin, yorum yapmadan izlediğinizde belirecek ve yok olacaklar,

12. Düşüncelerin peşine takıldığınızı farkettiğiniz her an nefesinizi hatırlayın,. Böyle anlarda hangi sayıda olduğunuzu unutabilirsiniz, sayıyı unuttuğunuzda tekrar 1’den başlayın,

13. Düzenli olarak meditasyon yapmaya başladığınızda zamanı kademeli olarak 20-25 dakikaya kadar artırabilirsiniz.
Ve hiç korkmadan ara ara zihninize gelen, salisede giden görüntülerin üzerine gidin, emin olun söyleyecekleri var size.

Namaste.. .

Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz