Astrolojinin büyüsüne kapılmamak neredeyse imkânsız bir şey benim için; sembolik dil, antik çağlara dayanan o kadim bilgelik beni her daim yeni idrak seviyelerine çıkarmıştır. Belki de pek çoğumuzun ihtimal vermeyeceği bağlantıları yakalayabilmek paha biçilemez bir huşu hissi gerçekten.
Bugün sizlere insan beyninin evrimsel aşamalarını ve bunların astrolojideki köşe evlerle ne kadar uyumlu bir seyir izlediğini anlatmak istiyorum. Temel astroloji bilgisine hakim olmayan okuyucular biraz zorlanabilirler, elimden geldiğince az teknik terim kullanmaya çalışacağım.
Astroloji ile ilgilenenleriniz bilirler ki doğum haritası dediğimiz olgu on iki farklı dilimden oluşan yuvarlak bir yapıdır. Bu on iki dilimin her biri hayatımızın belli alanlarını temsil eden “Ev”lerdir. Bunların arasından 1, 4, 7 ve 10. evler hayatımızın temel aksı olarak kabul edildiğinden bunlara “Köşe Ev” denilmektedir. Örneğin 1. ev, pek çoğunuzun da aşina olduğu Yükselen burçtur.
Temel öğretilerde 1, 7 ve 10. evlerin herhangi bir bilişsel fonksiyon ile bağlantısı gözlemlenmese de 4. ev atalarımız, köklerimiz ve bilinçaltı yapımızla ilişkilendirilir. Finansal Astrolog Aylin Çetiner ile devam ettiğim Mindfulness derslerinde beynimizin evrim yolundaki gelişimini konuştuk. Literatürde sürüngen, limbik ve neo-korteks olarak geçen bu üç aşamaların aslında haritalarımızda 4. Ev haricindeki diğer üç evle hayli bağlantılı olduğu dikkatimi çekti. Böyle bir şey mümkün olabilir miydi?
Sürüngen beynimiz hayatta kalmak üstüne odaklanmış, en basit ihtiyaçlara ve ilkel dürtülere köklenmiş beynimizdir. Astrolojide 1. Ev (geleneksel anlamda Koç burcu) da acelecilik, dürtüler, hayatta kalma arzusu ve tecrübesizlikler ile ilişkilendirilmektedir. Limbik sistemimiz duygularımızı, hislerimizi, ilişki kurma becerilerimizi yönetirken astrolojide 7. Ev (geleneksel anlamda Terazi burcu) da ilişkilerimiz, partnerlerimiz, duygusal bağ kurma yönlerimizi bize anlatmaktadır. Neo-korteks olarak bilinen ve beyin evrimimizin en üst noktası olarak kabul edilen alan ise dil öğrenme, problem çözme, mantıklı düşünme gibi becerilerimizi yönetir. Benzeri şekilde astrolojik haritaların çıkabileceği en yüksek nokta olan 10. Ev de (geleneksel anlamda Oğlak burcu) mantık ve sistem kurmakla ilişkilendirilir.
Böylece bir haritadaki evleri okurken 4. ev nasıl bilinçaltı yapımızı temsil ediyorsa evrimsel süreçte sahip olduğumuz diğer bilinç yapılarını da haritamızın temel aksları üstünden görebiliriz. Elbette hayli basite indirgenmiş bir paralellik ile konuya yaklaşsam da benzerlikleri keşfetmek, bunları 4. Ev ile bağlayarak psikolojik gelişimimizin izlerini doğum haritalarımızdan yakalayabilmek hayli keyifli oldu. Konuya 12. evi yani kolektif bilinçdışının temsil edildiği alanı da dahil ederek yeni incelemeler yapmanın astroloji, psikoloji ve nörobilim konularına ilerleyen dönemlerde katkı sağlayabileceğine inanıyorum.
Sevgiler,
Mahallenin Müneccimi