Hayal edin; mavi ile yeşilin kucaklaştığı, tarihle modernliğin iç içe geçtiği, sokaklarında adeta bir zaman yolculuğuna çıkılan bir ada… Şimdi bu manzaraya bir de tramvayın tıkır tıkır tıkırdayan sesini ekleyin. Belki de bir köşede, deniz manzarasının önünde bir balık ekmekçi, yanında da midye dolma satan bir tezgah. Evet, bu Malta’da yaşayan bir Türk’ün gözünden Malta; ancak biraz daha “bizden” bir Malta.
Malta’da yaşayan Türkler olarak, anavatanımızın sıcaklığını, samimiyetini ve lezzetlerini özlüyoruz. Yabancı bir ülkede yaşamak, bizleri kültürümüzle daha da iç içe olmaya itiyor. Grafik Dizayner Ekin Erdoğan bu duyguyu çok iyi anlıyor ve Malta’daki Türk toplumu için memleket özlemini anlatan eğlenceli görseller hazırlıyor.
Ekin’in eserleri, Malta’nın pitoresk manzaralarıyla Türk kültürünün renkli dokunuşlarını harmanlıyor. Bir bakıyorsunuz, Malta’nın tarihi binalarının arasından bir tramvay geçiyor; bir başka görselde, denizin maviliğine karşı bir balık ekmekçinin davetkar kokuları sizi sarıyor. Bu görseller, hem Malta’da yaşayan Türklerin hem de anavatanlarından uzakta olan herkesin, kültürel miraslarına olan bağlılıklarını ve özlemlerini dile getiriyor.
Malta’da bir Türk olarak yaşamak, bize özgürlüğün, farklılıkların ve kültürel zenginliğin ne denli kıymetli olduğunu öğretiyor. Ekin Erdoğan’ın eserleri de bu duyguyu en güzel şekilde ifade ediyor. Belki de bu görseller sayesinde, Malta’daki bir sokakta gerçekten de bir balık ekmekçi açılır, kim bilir? Ya da bir gün, adanın bir köşesinde Türklerin sevdiği lezzetlerin sunulduğu bir festival düzenlenir.
Kültürler arası bu güzel alışveriş, dünyayı daha yaşanılır bir yer haline getiriyor.
