Son aylarda epey yoğundum. Aynı anda birçok işi yürütüyor, bu durumdan da şikâyet etmiyordum. Planlı ve düzenli olunduğu sürece günün bereketi oluyor. Eh, benim bir adım Elif ise diğer adım da altıyı beş geçe Elif! Güneşten sonra kalkmam ben.
Birçok arkadaşımla paylaştım, 7 yıldır çalıştığım şirketten geçen ay istifa ettim. Beni tanıyanlar bu kararıma hâlâ çok şaşırıyor. Evet zor bir karar oldu, orası benim konfor alanımdı. Bu konuyu uzatmak istemiyorum, belki başka bir yazıda iş değişikliğinin bendeki etkilerini anlatırım.
Hem tiyatro tatile girdi hem de işten ayrıldım, birkaç hafta hiçbir şey yapmak istemedim. Aslında gerçekten dinlenmeye ihtiyacım varmış. Tabii Malta Haber çok başka, burayla ilgilenmeye hep devam ettim. Zaten Malta Haber olmasa sıkıntıdan patlardım herhalde. Hiçbir şey yapmamaya alışkın değilim. Oturunca içim gıcıklanıyor, bir meşgale arıyorum.
Neyse; evde geçirdiğim bu günler bana çok iyi geldi. Uzun zaman sonra ev arkadaşım, yakın dostum Ekin’le bir plan yapalım dedik. İkimiz de arı gibi çalıştığımız için bazen aynı evde yaşamamıza rağmen sadece selamlaşıp geçiyoruz.
Kahve mi içsek, yemek mi yesek, denize mi gitsek derken “hadi şöyle güzel bir Türk kahvaltısı yapalım” dedik. Uzun uzun doya doya yemek yiyelim; çay, muhabbet, manzara… üzerine de iyi bir Türk kahvesi. Mis… Harika plan.
Öğlen olmak üzereydi, hafta içiydi ve Malta’da tam Türk usulü kahvaltı veren neresi var, nereye gidelim derken Tava Terrace’ı aradım.
Buyurun gelin, kahvaltı hizmetimiz devam ediyor dediler. Hemen çıktık evden. Bugibba’ya gittik. Dışarıdan bir masa seçtik ve elbette otururuz oturmaz ilk önce çay söyledik. Bugibba sahilinde akan rengârenk insanları ve denizi izlerken hem muhabbet ettik hem çayımızı yudumladık. Kısa bir süre sonra masamız muhteşem bir kahvaltıyla donatıldı. Kahvaltının mutlulukla doğrudan bir ilgisi var buna eminim.
Öyle bir kahvaltı geldi ki… Bir an kendimi Türkiye’de gibi hissettim. Zengin, bol çeşitli, sıcak ve soğuk yiyeceklerin bir arada olduğu, taze hamur işi yiyeceklerin yer aldığı müthiş bir sunum bakır çaydanlıktan fısıldayan çayla servis edildi.
Ekin Hanım karbonhidratçıdır. Zaten poğaçayı, böreği, simidi görünce gözlerinden ışık çıktı. Ben kahvaltıda gelenekçiyim. Zeytini, peynir çeşitlerini, domatesi, balı, pekmezi severim…
Gözümüz gönlümüz bayram etti. Muhabbet de bir o kadar güzeldi. Bizim kahbonhidratlar bitti tabii. “Bir tane daha söylesek ayıp olur mu acaba” diye bir değerlendirme yaptık aramızda. Bütün cesaretimizi topladık, bir porsiyon daha börek simit poğaça isterken hiiiiç de utanmadık. Bir demlik çay içtik. Ekin’in karbonhidrat aşkıyla benim çay aşkım yarışır. Çok düşkünümdür.
İyi geldi valla. Şık bir mekân, samimi hizmet, lezzetli yemekler ve kaliteli zaman…
Telaşsız, ama’sız yakın dostumla vakit geçirirken evimizin en güzeli, benim de kıymetlim kız kardeşim aradı. “Hadi Ekin’le bana kahve içmeye gelin, yalnız evde kahve yok, bir de Türk kahvesi alın gelirken” dediler dünya tatlısı güzel gözlü Merveciğimizle.
Tava Terrace’dan kalktık, Bugibba’daki Türk marketine yürüdük. Büyük kutu bir Türk kahvesi aldık, kardeşimle bir aradayken muhabbete meze ederiz çekirdeği. Başladınız mı duramazsınız ya o cinsten. Kahveler içildi, aman muhabbet olsun dedik ve fallarımızı kapattık. Ben kızlara kahve falı baktım, tabii hepsine yeni yollar gördüm; kardeşim de bana baktı ve bir kısmet gördü. “Amaaan bizimki de muhabbet olsun işte, inandığımızdan değil; hadi yıka fincanını.” dedik.
İşe güce bir süre ara verince; ofisin, bilgisayar ışığının, bitmeyen toplantıların, susmayan telefonumun beni böyle basit zevklerden nasıl mahrum bıraktığını anladım. Bakınca çok sıradan bir gündü. Oysa sonunda öyle mutlu oldum ki… Bana kendimi vatanımda hissettiren bir sofrada, denizin ve göğün mavisini karşıma alıp dostumla oturmak… sonra kardeşimle, onun dostu ile bir mutfak masasının etrafında… kız kıza, kıkır kıkır… hatır bilen vefalı yüreklerle hep beraber olmak ne iyi geldi. Ruhuma şifâ oldu.
Benim güzel kız kardeşlerim, sizi seviyorum. Kırk kırk biriktirelim hatırları. Bir kahve? Şimdi kim bakıyor falı? Aman bizimki de muhabbet işte.