17.9 C
Malta
Cuma, Kasım 22, 2024
spot_img
spot_img

Irkçılık hakkında konuşmak ve harekete geçmek zorundayız

29 Aralık 2020 / Malta

“Irkçılık hakkında konuşmak ve harekete geçmek zorundayız.”
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 17 Haziran 2020, Avrupa Parlamentosu konuşması

Rheanne Agius

2020 engellerin, COVID-19’un yılı oldu, ancak ırkçılığın birçok kişiye zarar verdiği bir yıl oldu aynı zamanda. Medya ırkçı saldırılarla dolup taşarken ABD’de meydana gelen olaylar ön plandaydı. Fakat buna rağmen, kimse Avrupa’da olanların takibini de bırakmadı.

Ne yazık ki, çoğu zaman ırkıçılık toplumlarımıza o kadar derinden gömülmüştür ki; bir bütün olarak toplumun işleyişine, gücün nasıl dağıtıldığına ve vatandaşların birbiri ile nasıl iletişim kurduğuna yansır. Bu bilinçsizce olabilir ancak ister bilinçli ister bilinçsiz bir şekilde olsun hala karşı taraftakileri olumsuz etkiliyor.

Avrupa Birliği’nin mottosu “Çeşitlilik içinde birlik”tir ve bu nedenle, ırk veya etknik kökene dayalı her türlü ayrımcılık bu mottoya terstir. Irk veya kökene bakılmaksızın AB’nin bir parçasını oluşturan herkesin, temel hak ve özgürlüklerinden yararlanma ve topluma eşit katılım becerisine sahip olması esastır. Yine de, AB içindeki çoğu ülke, kendi ülkelerinde ayrımcılığa maruz kalan birçok insan olduğunu kabul etti.

Avrupa Birliği bunun son derece bilincindedir, öyle ki, AB Komisyonu, AB Temel Haklar Şartı’nın Üye Devletlerde etkili bir şekilde uygulanmasını sağlayacak bir strateji ortaya koymaktadır. Bu eylem planı, 2020’den 2025’e kadar gerçekleştirilecek ve azınlıkların seslerinin duyulmasını sağlayarak, aynı zamanda ortak bir hedefe (her türlü ırkçılık veya ayrımcılıktan uzak bir hayat inşa etmek) sahip bireyleri bir araya getirerek, eylemi hızlandırmak için bir dizi önlem ortaya koyacaktır. 

2021’de Komisyon, Irk Eşitliği Yönergesi’nin uygulanmasına ilişkin rapor verecek. Bu yönerge, istihdam ve meslek, eğitim, sağlık hizmetleri vb. Alanlarda ayrımcılığı yasaklayarak, yirmi yılı aşkın bir süredir ırk veya etnik köken temelinde ayrımcılığa karşı yasal korumayı şekillendirebilmiştir. Son zamanlarda, Komisyon, yönergesinin uygulamasını kuvvetlendirdi ve 2021’de, bu yönergeden hangi derslerin çıkarılacağını değerlendiren, boşlukları belirleyen ve 2022’ye kadar olası mevzuatı takip eden bir rapor hazırlanacak.

Ayrıca, tüm Üye Devletlerin, diğer görevlerin yanı sıra, ayrımcılık mağdurlarına bağımsız yardım sağlayacak, eşitliği teşvik edecek, anketler düzenleyecek bir organ belirlemeleri gerekecektir. Bu organlar, ayrımcılıkla karşılaşan bireylerin haklarından tam olarak yararlanabilmelerini sağlamak için çok önemlidir. Bu rol, diğer rollerinin yanı sıra bu rolü güçlendirecek, yeni mevzuata duyulan ihtiyaçların üzerinde çalışılacağı 2021 raporunda önemli bir tema olacak.

Nefret suçları söz konusu olduğunda, özellikle ırkçı hareketler söz konusu olduğunda, ciddi miktarda eksik raporlama söz konusudur, bu da kanun yaptırımının ve politika oluşturmanın önünde bir engeldir. AB, birçok mağdurun yetkililere güveninin düşük olabileceğini ve bu nedenle suçu bildirmediğini anlayarak bunu kabul etti.

Ceza hukuku yoluyla ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadeleye ilişkin Çerçeve Karar, ciddi ırkçılık ve yabancı düşmanlığı biçimlerinin AB genelinde etkili ve orantılı cezalarla cezalandırılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu, nefret söyleminin veya suçların buna göre ele alınması ve bu suçların mağdurlarının fark edilmemesini sağlamak için gereklidir.

Bu süre zarfında, AB Üye Devletlerinin ihtiyaç duyulan AB yasasını uygun şekilde uygulamaları ve din, inanç, engellilik, yaş veya cinsel yönelimden bağımsız olarak kişiler arasında eşit muamelenin uygulanmasına yönelik 2008 Komisyon önerisine ilişkin bir anlaşmaya varmaları önemlidir.

Komisyon istihdam, eğitim ve öğretim, sağlık hizmetleri, sosyal koruma ve barınma hizmetlerine erişimde ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etmek için politika önlemleri ve finansman programları kullanacak. Bu süre zarfında, Üye Devletlerin kolluk kuvvetleri içinde her türlü ayrımcı tavrı önlemek için adım atmaları ve aynı zamanda nefret suçlarına karşı çalışmaları çevreleyen daha inandırıcı bir atmosfer yaratmaya çalışmaları çok önemlidir.

Irkçılık, AB’nin değerlerinin özüne saldırıyor ve sadece AB’yi etkilemiyor. Irkçılık, sadece etrafında kalarak deneyimleseniz bile, onu deneyimleyen herkesi etkiler. Irkçılığa karşı bu mücadele kolektif bir sorumluluktur; AB kurumları, Üye Devletler ve genel olarak toplum bu konuda birlikte çalışmadıkça hiçbir değişiklik olmayacaktır. Herkes kendini bilgilendirir ve üzerine düşeni yaparsa, o zaman hepimiz “ırkçılıktan arınmış bir AB’yi gerçeğe dönüştürme”yi başarabiliriz.

Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz