Birçok ülke, dünya genelinde İngilizce’nin baskınlığını azaltmak ve ulusal dillerini korumak için daha sıkı düzenlemeler uyguluyor.
Şu anda dünya genelinde 1.4 milyar konuşmacıya sahip olan İngilizce, en yaygın konuşulan dil olarak öne çıkıyor. Ancak, bazı ülkeler İngilizce’nin varsayılan dil haline gelmesini önlemek için önemli adımlar atmaktadır.
Hollanda, kısa bir süre önce üniversite derslerinde İngilizce kullanımını sınırlayan ve standart lisans programlarında içeriğin üçte ikisinin Hollandaca olması gerektiğini öneren bir yasa tasarısını kabul etti. Ayrıca, bu değişikliklerin bir parçası olarak uluslararası öğrencilerden temel düzeyde Hollandaca öğrenmeleri istenebilir.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, resmi iletişimde İngilizce kullanmayı tercih eden ve diğer yabancı kelimelere güvenen İtalyanlar için yaptırımlar içeren yeni bir yasa tasarısını onaylamaktadır. Ancak, tasarının yürürlüğe girebilmesi için meclis tarafından tartışılması gerekmektedir.
Hindistan’da iktidardaki Bharatiya Janata Partisi, İngilizce yerine Hintçenin kullanımını teşvik etmek için çaba sarf etmektedir.
Önde gelen Fransız dil kurumu Academie Francaise, İngilizce kelimelerin günlük dilde giderek daha fazla yer aldığı iki dilli kelime oyununun yükselişiyle ilgili güçlü bir uyarı yayınladı. Kuruluş, bu eğilimin özellikle moda, spor ve internet gibi alanlarda Malta’da olduğu gibi Fransızca eşdeğer kelimelerin kademeli olarak ortadan kalkmasına yol açabileceğinden endişe duymaktadır.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, İngilizce bağımlılığını azaltarak daha fazla “kültürel güven” oluşturmayı hedeflemektedir. Pekin’deki metro istasyonları ve haritalardan İngilizce kelimeleri kaldırmaya yönelik önlemler alınırken, Şangay’da ilkokullarda İngilizce sınavları yasaklandı.
Ulusal İstatistik Ofisi (NSO) tarafından yapılan yakın tarihli bir ankete göre, Malta’da İngilizce, yerel halk arasında en yaygın konuşulan dil olarak Maltaca’yı geride bıraktı.
Şaşırtıcı bir şekilde, Malta’daki insanların %96’sı İngilizce konuşmaktan rahat hissediyor, bu oran Maltaca’yı iyi konuşabilen %90’dan biraz daha yüksektir.
Ayrıca, İtalyanca beklenenden daha güçlü bir varlığa sahipken, ankete katılanların önemli bir %62’si bu dili anladıklarını belirtti. 15 ila 64 yaşları arasındaki 130.000 kişiyle gerçekleştirilen anket, sadece dil tercihlerini aydınlatmakla kalmadı, aynı zamanda topluluk içinde yaygın olan çeşitli becerilere de ışık tuttu.
İlginç bir şekilde, dil tercihleri yaşla birlikte değişiyor gibi görünmektedir, yaşlı bireyler daha çok İtalyanca ve Arapça’ya yönelirken, genç nesiller ise Fransızca ve Almanca’ya ilgi göstermektedir. Anket ayrıca çeşitli beceri kategorilerini araştırarak Malta’da etkileyici bir teknoloji becerisinin varlığını ortaya çıkardı.
Malta, yerel dilini korumak için İngilizce kullanımını sınırlamak için benzer önlemler almalı mıdır?